23 Şubat 2014 Pazar

Euroleague'de son düzlüğe umutlu girdik

Turkish Airlines Euroleague’de TOP16’nın ilk yarısı bu Perşembe ve Cuma günü oynanan maçlarla tamamlanırken, TOP16’ya berbat ötesi bir giriş yapan temsilcilerimiz son haftalarda elde ettikleri galibiyetlerle umutlarını ikinci devre maçları için canlı tuttular. Tura 9’da 0 yaparak başlayan ve oldukça tepki çeken üç ekibimiz, sonraki toplam 12 maçın 8’ini kazanarak, diğer maçların sonuçlarının da yardımıyla ikinci devre öncesi umutlandılar. Galatasaray Liv Hospital ve Fenerbahçe Ülker son 4 maçta sadece birer yenilgi alırlarken, Anadolu Efes de biri Fenerbahçe’den olmak üzere 2 mağlubiyet aldı.
 
 
Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes’in beraber mücadele ettiği E Grubu’nda ilk üç maç sonunda grubun dibine demirleyen iki temsilcimiz akabinde oynadıkları 3’er maçtan 2’şer galibiyet alınca bu haftaki İstanbul derbisi “yoluna devam edenin kim olacağı” açısından büyük önem kazanmıştı. Bizim maç öncesi dileğimiz kim kazanırsa kazansın, TOP16 yolunda iki maçı da aynı takımın kazanması yönünde olmakla birlikte, takımların bu sezonki gidişatlarına bakıldığında kalbimiz biraz daha Fenerbahçe’den yanaydı. Maça hızlı başlayan taraf canlı savunma ve hücumda Savanovic fırtınası sayesinde Efes olsa da, rotasyonun devreye girmesiyle birlikte Fenerbahçe maça ağırlığını koydu. Efes’te Gordon dışındaki oyuncuların katkıları çok düşük seviyede olurken, Ömer ve McCalebb ile toparlanan sarı lacivertliler oyuna dengeyi getirdi. Fenerbahçe’de ilk turun aksine TOP16 ile birlikte uzak mesafeli şutlarında ciddi anlamda düşüş yaşayan Bogdanovic’in oyuna küsmeyip hem savunma hem de pota altında etkili olması sarı lacivertliler için önemli bir artı olurken, Kanarya’nın müzmin problemi pota altı zaafiyeti Efes tarafından değerlendirilemeyince son çeyreğe başa baş bir mücadeleyle girildi. Son çeyrekte kısıtlı Efes hücumlarına karşı savunma sertliğini artıran Fenerbahçe’de Kleiza fark yaratan oyuncu olurken, Litvanyalı’nın sayıları ile farkı açan Fenerbahçe Ülker sahadan da 63-71 galip ayrıldı.

Samsung, Hayalinin Peşinden Gidenleri Arıyor

Samsung,dünya çapında ses getiren “Hayalinin Peşinden Git” kampanyası ile  tutkusunun peşinden koşanları başvuruya davet ediyor.
İstanbul, 07 Şubat 2014 - Samsung Electronics, tüm dünyada hayallerini ve tutkularını hayata geçirmek için teknolojiyi kullanan insanların sahip oldukları potansiyeli keşfetmeyi, paylaşmayı ve desteklemeyi hedefleyen “Hayalinin Peşinden Git” kampanyasını Türkiye’de başlattı. Başarılı mesleki kariyerleriyle tanınan ünlü mentorların da, başvuranlara fikir önderliği yapacağı kampanyaya başvuru için  www.hayalininpesindengit.com adresi ziyaret edilebilir. Kampanyaya başvurular 28 Şubat 2014 tarihine kadar devam ediyor.
 
 
“Hayalinin Peşinden Git” kampanyasının kazananları, Samsung ve mentor desteğiyle potansiyellerini açığa çıkararak, hayallerini gerçeğe dönüştürme fırsatını yakalıyor.
Her gün, heyecan verici şeyler yapmak için Samsung ürünlerini kullanan insanlardan ilham alan kampanya; tutkulu kullanıcıları hayallerini ve fikirlerini paylaşmaya davet ediyor. Fotoğrafçılık, mutfak sanatları, spor ve girişimcilik alanlarında başvuruların kabul edildiği kampanyanın kazananları  projelerini hayata geçirme evresinde Samsung’un teknoloji desteğinin yanı sıra, aralarında Fotoğrafçı ve eğitmen Muammer Yanmaz, Kantin’in sahibi ve şefi Şemsa Denizsel, Spor spikeri ve yazarı Caner Eler ve B-Fit’in kurucu ortağı, girişimci ve Schwab Vakfı tarafından “2013 Yılının Sosyal Girişimcisi” seçilen Bedriye Hülya’nın da bulunduğu mentorlerin tecrübelerinden faydalanma fırsatı da bulacak.    
Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung projeyle ilgili olarak;  “Samsung olarak teknolojinin, hayal gücüyle bir araya geldiğinde insanların hayatına anlam kazandırdığına inanıyoruz. Dünyanın dört bir yanında insanlar, Samsung teknolojisini kullanarak farklı ve yenilikçi başarılara imza atıyor. Ortaya çıkan hikayelerin yarattığı ilham doğrultusunda geliştirdiğimiz “Hayalinin Peşinden Git”  kampanyasını Türkiye’de hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz. Diliyoruz ki bu proje ile, Türkiye’deki tüketicilerimizin sadece kişisel tutkularını keşfetmelerine değil, aynı zamanda dünya üzerindeki diğer tüketicilere de ilham vermelerine yardımcı olacağız” dedi.
Katılım koşulları
“Hayalinin Peşinden Git” kampanyasına  www.hayalininpesindengit.com adresinden ya da Samsung Türkiye Facebook sayfasındaki “Launching People” uygulamasından başvurmak mümkün. Başvurular, 28 Şubat 2014 tarihine kadar gerçekleştirilebilecek.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Genç Emircan'a yakışmadı

TBL’de günün en çekişmeli maçlarından biri de Pınar Karşıyaka – Anadolu Efes maçı oldu. Geçtiğimiz hafta kupa finalinde karşılaşan iki ekibin rövanş niteliği taşıyan mücadelesine hakem kararları damgasını vururken, Erşan Kartal ve Engin Kennerman’ın kararları salonda ortamın gerilmesine neden oldu. Bu gerginlik birkaç kez anons yapılmasına neden olurken, karşılaşmadan 4 sayı farkla 76-80 galip ayrılan taraf konuk ekip Anadolu Efes oldu.  
Maç sonrası ise sanal ortamda gereksiz bir gerginlik yaşandı. Anadolu Efes’in genç oyuncusu Emircan Koşut’un twitter’dan Karşıyaka taraftarını hedef alarak attığı tweet, yeşil kırmızılıların tepkisini çekerken; özellikle Atatürk adına atıfta bulunulması, Karşıyaka taraftarının bu konudaki hassasiyetini ve duruşunu bilen taraflı tarafsız herkes tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Genç yıldız gelen tepkiler sonrası tweet’ini silmek zorunda kalırken, süregelen tepkilerin hedefi olmaktan kurtulamadı.
 
 
Bu konuda bizim dikkatimiz çeken ise, hem fiziği, hem yeteneği ile Türk basketbolunun geleceği için önemli bir isim olarak gösterilen bir gencin, henüz basketbolunun ilk yıllarında rakip taraftarlarla bu şekilde uğraşması oldu. Konsantre olması gereken birçok şey ve oyununun geliştirmesi gereken birçok yönü varken, bu şekilde bir yanlış hareketle kendini ortaya atıp tepki çekmeyi Emircan’a hiç yakıştıramasak da gençliğine verdik. Umarız gelecekte bu şekilde davranışları tekrarlamaz ve yok yere ortamı germiş olmaz. Ve her ne kadar bu konudaki hassasiyetini anlasak da, bunu yaparken  Atatürk’e en çok sahip çıkan taraftar gruplarından biri olan, Ulu Önder’in en değerli emanetinin - annesinin semtlerinde yatmakta olduğu bir kitleye karşı amacını aşan söylemlerde bulunmaz.
 

Euro Cup'ta Kolej mucizesi devam ediyor

Dört takımla katıldığımız Euro Cup için “en başarılı takımımız hangisi olur” sorusuna sezon başında verilecek cevaplar arasında son sırada yer alan ekip muhtemelen Ankara’nın köklü ekiplerinden Aykon TED Kolej olurdu heralde. Sezona mütevazi kadrosuyla girdiklerinde mücadeleci ve zevk verecek bir basketbol izleteceklerinden emin olsak da, Euro Cup için yeterli bir kadroya sahip olmadıklarını söyleyebilirdik. Hele aynı kupada beraber mücadele ettikleri Banvit, Beşiktaş Integral Forex ve Pınar Karşıyaka gibi ekiplerle karşılaştırıldıklarında ilk turu geçmeleri bile başarı olarak görülebilirdi. Peki günümüze atlayacak olursak ne görüyoruz? Euro Cup ikinci tur beşinci maçlar sonrası TOP16’yı garantilemiş tek Türk takımı oldular. Hem de oldukça güçlü, dişli rakipleri karşısında. Hem de tam da elendiler artık denilen noktadan mucizevi bir dönüş yaparak...
 
 
Sezona başarılı bir lig performansıyla başlayan AYKON TED Ankara Kolejliler, Euro Cup’ta ise istedikleri sonuçları alamadılar. İlk turun ilk beş maçında sadece bir galibiyet çıkarabilen Kolejliler, onu da zorlukla PAOK’a karşı alabilmişlerdi. Gruptaki şanslarını oldukça zora sokan Ankara ekibi, ikinci yarı maçlarına Khimik Yuzhne galibiyeti ile başladı. Devamı gelecek mi derken Ankara’daki Buducnost galibiyeti ve kısaca özetlemek gerekirse grup maçlarının ikinci yarısındaki 5’te 5’lik performans TED Kolej’i 6-4’lük bir yüzde ile ikinci tur gruplarına taşıdı.

15 Şubat 2014 Cumartesi

Gerçek oldu o rüya, şampiyonluk kutlandı çarşıda

Spor Toto Erkekler Türkiye Kupası heyecanı üzerinden bir hafta geçmişken, geç de olsa birkaç satır ben de karalamadan edemedim. Aslında Sekizli Finaller hakkında yazacaklarım bu bir hafta boyunca birçok kişi tarafından yazıldı, çizildi. Sahadaki 12 oyuncu, Ufuk Sarıca ve ekibi, yönetimi, taraftarıyla tek yürek olan Kaf Kaf’ın başarısı, kendinden kat kat yüksek bütçeli rakiplerine karşı aldığı galibiyetlerle kaldırdığı kupa dillerde övgüyle anıldı. Hafta içinde Telekom engelini uzatmada aşıp yarı finale gelen Kaf Kaf önce Fenerbahçe Ülker’i yenerek İstanbul medyasını hayal kırıklığına uğrattı ve dört gözle beklenen İstanbul finaline engel oldu. Ardından da finalin favorisi ilan edilen (!) Anadolu Efes karşısında kararlılıkla mücadele edip tarihindeki ilk Türkiye Kupası’na uzandı.
 
 
 
Karşıyaka taraftarının takımı üzerindeki itici gücünü bilmeyen yok; fakat bu kupanın ayrı bir önemi vardı yeşil kırmızılılar için. 16 Kasım 2008’de Banvit deplasmanına giderken hayatını kaybeden Özgür Soylu’ya verilmiş bir sözü vardı Karşıyaka’nın. Özgür’süz geçen 5 seneden fazla sürede çeşitli branşlarda birçok kez final yaşayan Kaf Kaf, futbolda Birinci Lig şampiyonluğunu bir kez finalde, bir kez de dörtlü finalde, voleybolda İkinci Lig şampiyonluğunu iki kez son maçta geri teperken, geçtiğimiz sezon ise EuroChallenge Cup’ı kendi evinde finalde tek sayıyla kaçırmıştı. Bu sezona da potada fırtına gibi giren ve hem Türkiye hem de Avrupa’da başarılı sonuçlar elde eden Pınar Karşıyaka son 1-2 ayda başlayan düşüşle geldi Ankara’daki Sekizli Finaller’e. Fakat senelerdir gelmeyen kupa taraftarı etkilemedi. Telekom galibiyeti sonrası Ankara’ya akmaya başlayan yeşil kırmızılı taraftarlar Fenerbahçe maçıyla birlikte Kaf Kaf’a altıncı adam ve itici güç olurlarken, takımın savunma direncini ve ritmini bir seviye yukarı taşıdılar. Finale gelindiğinde tüm Türkiye’nin aksine kupanın bu sefer İzmir’e geleceğine inanan binlerce Karşıyakalı Anıtkabir ziyareti sonrası Ankara Arena’da yerlerini almışlardı. Ankara Arena yeşil kırmızıya boyanmış, adeta Karşıyaka Arena olmuştu. Andımız söylendi, Atatürk anıldı ve maç başladı. Bundan sonrasını hangi Karşıyakalıya sorsanız hatırlayamadı sonraki 24 saat boyunca. Maç boyunca susmadan takımını destekleyen, son çeyrekte bir ara 5 sayı geriye düşen takımlarını tekrar ayağa kaldıran yeşil kırmızılı taraftarlar, son saniye serbest atışları sonrası çalan son kornayla beraber parkeye inip kupa şampiyonluğunu takımla birlikte kutlamaya başladılar. Televizyondan izleyenler, salondakileri aradı “maç gerçekten bitti mi” diye. Karşıyaka’da kalanlar takımın dönüş saatini öğrendiler havalanındaki karşılama için. İşini ilginci, senelerdir “şampiyon olmasan da” diye başlayan tezahüratlara o kadar alışılmıştı ki, 1986/87’yi yaşamayanlar şampiyonluk nasıl kutlanır diye sordular birbirlerine. Bağırdılar “ O gece bu gece” diye.