6 Temmuz 2015 Pazartesi

2014-15 sezonunun "en diptekileri"

Beko Basketbol Ligi’nde biten sezon ardından geçen iki haftada sezon değerlendirmeleri, en iyiler, en başarılılar analizleri yapıldı durdu. Hep en iyileri konuşacak değiliz ya. Ben de üşenmedim, bu sezon performansının diplerinde olan kimler varmış, onları çıkardım. Başarılarıyla fazla göz önüne gelemeyen isimleri –yermek gibi olmasın ama- biraz da dibe vuran performanslarıyla inceleyeyim dedim. İstatistik her zaman oyuncu kalitesini, başarısını dile getirmez; hatta zaman zaman gözle görülmeyen istatistiklerin değeri daha büyüktür. Ben de bu yüzden listemdeki isimlerin hiçbirine “başarısız” apoleti takmadan, istatistiksel anlamdaki “dip”leri paylaşmak istedim.


Listeme “atılan sayı” istatistikleriyle başlıyorum. Adil bir karşılaştırma olsun diye karşılaştırma kriterimi bir oyuncunun attığı sayının aldığı dakikalara oranı olarak belirledim ki, her oyuncunun dakikada kaç sayı attığından yola çıkabilelim. Tabi sezon boyunca sadece 2-3 dakika süre alan altyapı oyuncularını da bir kenara bıraktım. Sonuçta sezonun aldığı dakika başına en az sayı atan ismi Tofaş’tan Barış Güney oldu. 25 maçta ortalama 13 dakika süre alan Barış, toplamda 28, maç başına 1.12 ve dakika başına da 0.08 sayı ortalamasıyla sezonun en dip performansını elde etti. Zaman zaman aldığı sürelerde oyun kurucu pozisyonunda asistleriyle etkili olan Barış, skorer anlamda ise aynı derecede başarılı olamadı. Barış’ı Türk Telekom’lu Murat Göktaş 18 maç, maç başına 9.5 dakika ve dakika başına da 0.1 sayı ortalamasıyla takip ederken, Rönesans TED Kolejliler’in tecrübeli oyuncusu Önder Külçebaş da ortalama 7 dakika süre aldığı 26 maçta dakika başına 0.12 sayı ortalamasıyla üçüncü oldu.
En faulcü isimler için de benzer kıyaslamayı, oynadığı dakika başına en çok faul yapan oyuncuları karşılaştırarak yaptım. Siz bu isimlere “sert savunma yapan” , “savunmayı bilmeyen” ya da “agresif” tanımlamaları yapabilirsiniz belki; fakat ben tartışmaya yer vermeyecek şekilde “faulcü” terimini tercih ettim. Faul sayısı sınırlı olduğundan bu karşılaştırma genelde birbirine yakın sonuçlar verdi. Yine de hiçbir oyuncu Royal Halı Gaziantep’li Erden Eryüz gibi oynadığı 11 maçta, aldığı ortalama 4.5 dakikada, dakika başına 0.41 faulün yakınından geçemedi. Erden’i bu istatistikte Galatasaray Liv Hospital’in gelecek vadeden pota altı oyuncusu Ege Arar izledi. Ege de oynadığı 8 maçta aldığı ortalama 5’er dakikalık süre zarfında yaptığı 14 faulle, dakika başına 0.35 faul ortalaması yakaladı.
 
Top kayıplarında ise maç başına istatistikler zaten yapılıyor; fakat bir oyuncu varki, aldığı süreleri adeta topu tutmamak üzerine kullanmış izlenimi veriyor. Bu isim Trabzonspor Medikal Park’ın genç pivotu Hasan Yiğit Seçkin. Ligde normal sezon boyunca toplam 13 dakika süre alan Hasan, bu sürede tam 5 top kaybı yaparak 2.5 dakikada bir top kaybı hanesine yeni bir kayıt yazdırmış. Belli ki aldığı kısıtlı sürede taraftarının önüne çıkmanın heyecanına kapılan Hasan, topa fazla hakim olamamış. İlerleyen zaman diliminde kendisine daha başarılı ve konstrasyonunun yüksek olacağı maçlar dilerim.


Biraz da şut yüzdelerine bakalım. Basketbolun en temel ama belki de en hayati özelliğidir serbest atış isabeti. Zaman zaman kaçan birkaç serbest atış çok şeyleri değiştirebilir. Tıpkı dün akşam U19 Dünya Şampiyonası finalinde bitime 3 saniye kala serbest atış kaçıran Hırvatların, uzatmaya giden maçı ve aynı zamanda Dünya Şampiyonluğu’nu kaybetmesi gibi. Halbuki ne kolaydır savunma yokken, o topu çembere sokmak değil mi? Peki ligimizde durum nasıl? 1-2 isim dikkatimi çekti benim de, topu çemberden sokmakta sıkıntı yaşayan. Bunların ilki Anadolu Efes’in yedek uzunlarından milli pivotumuz Mükremin Deniz Kılıçlı. Deniz oynadığı 21 maçta aldığı kısıtlı sürelerde 17 kez serbest atış çizgisine gelse de, sayı ortalamasını yükseltme fırsatı veren bu denemeleri pek de iyi değerlendiremedi. Bu 17 denemede sadece 3 isabet bulan Deniz %17.6 isabet oranıyla ligimizin en kötü serbest atış atan oyuncuları arasında zirveye oturmuş durumda. Deniz gibi fazla çizgiye gelmeyen oyunculardan Darüşşafaka Doğuş’lu Metin Türen de denediği 4 serbest atışın hiçbirinde isabet bulamama “başarısı” elde etti. Biraz daha çıtayı yükseltip daha fazla atış deneyen oyuncuları incelediğimizde ise Trabzsonspor’lu Andrija Stipanovic’in %42’lik serbest atış yüzdesini görebiliyoruz.

Son olarak da üç sayı çizgisi dışından çember dövenlere göz atalım. Şampiyon Pınar Karşıyaka oynadığı hızlı hücum ve dış şuta dayalı basketboluna rağmen –ki şampiyonlukta kritik anlarda gelen üçlüklerin payı büyüktü- ligimizin en çok çember döven iki ismine sahip. Bunlardan ilki normal sezon boyunca denediği 15 üç sayılık atış denemesinin sadece birinden isabet sağlayabilen Soner Şentürk. Soner Play-Off serileri boyunca bu yüzdesini geliştirse de, stili ve %7’lik (yazıyla yüzde yedi) normal sezon yüzdesiyle “en iyi çember döven” ödülüne hak kazandı. Bir diğer Karşıyakalı Ceyhun Altay ise 17 atıştan sadece 2’sini sayıya çevirerek Soner’in ensesine yerleşti. Ceyhun zaten geçtiğimiz seneleri aratan performansı sonrası özellikle ligin ikinci yarısını genelde Ufuk Sarıca’nın yanında benchte geçirdi. Bu iki isim haricinde Muratbey Uşak Sportif’ten Erdinç Balto oynadığı 17 maçta denediği 15 üç sayı denemesinden sadece 2 isabet sağlayarak çember dövenler listesinde üçüncü sıranın sahibi olmaya hak kazandı. Bu istatistikteki son isim ise, matematiksel olarak listeye giremese de, 14 maçta denediği 10 üçlüğün hiçbirini çemberden geçiremeyen İstanbul Büyükşehir Belediye’li Burak Erol oldu. Sezon boyunca hiç serbest atış çizgisine de gelmeyen Burak, kaydettiği 4 sayının tamamını iki sayılık isabetlerden kaydetti.

2 yorum:

  1. Soner sezon boyunca atamadığı üçlükleri Play-Off'ta attı

    YanıtlaSil
  2. Bu arada her ne kadar Soner'in kötü üçlük yüzdesini yazsam da EuroCup'ta 6/8 ile %75'lik bir isabet yakaladığını da atlamamak lazım.

    YanıtlaSil