7 Eylül 2011 Çarşamba

Fransa'ya yetişemedik: 64-68

11.Avrupa Şampiyonası ikinci tur grup ilk maçında A Milli Takımımız lider Fransa karşısında, 3.periyot sonundaki kötü oyun sonrası açılan farkı kapatamayarak sahadan 68-64 yenik ayrıldı.

Maça klasik ilk beşimizden farklı olarak Kerem Tunçeri'nin yerine Ender Aslan ile başladık. İlk hücumu kullanan Fransa, Sırbistan maçının başında uyguladığı seti bize de uygulayarak iyi top çevirip Batum ile sayı bulma yoluna gitse de Ömer'in varlığı sayıya izin vermedi. Maça iyi başlayan milliler Ömer Onan'ın ardarda iki üçlüğü ile 10-4 lük skoru yakaladı. Tony Parker'ı Ömer Onan ile kilitleyen, pota altında da Ersan İlyasova ve Ömer Aşık ile üstünlük kuran 12 Dev Adam
Ömer Aşık'ın ikinci faulüne kadar oyunda üstünlüğü elinde tuttu. İlk periyot da 14-12 üstünlüğümüzle sona erdi.




İkinci periyotta Ömer Aşık'ın yokluğunda pota altı üstünlüğünü kaybeden Türkiye, atletik Fransızlara karşı fazlasıyla hücum ribaundu verdi. Verilen ikinci hücum hakları sonrası Fransa önce periyodun 5.dakikasında bizi yakaladı, hücumda özellikle dış şut ritmimizi kaybetmemiz sonucunda da öne geçip devreyi 31-27 önde kapattı. Bu periyotta milliler pota altı üstünlüğünü Fransa'ya kaptırırken kısa bir süre oyunda kalan Oğuz Savaş hem savunmadaki etkisizliği hem de artık alışkanlık haline getirdiği (hücumda pozisyon almaya çalışırken rakibin beline sarılarak yaptığı) hücum faullerle üstünlüğü rakibe vermemizde önemli pay sahibi oldu. Bunun yanında Nicola Batum'un kısalarımıza karşı yarattığı fiziksel üstünlüğe de ne Sinan ne de Ömer Onan'ın savunmaları çözüm olamadı.


İkinci devreye karşılıklı sayılar ile başlandı. Fransa farkı düzenli olarak 3 ile 7 sayı arasında tuttu. Bu süre zarfında Fransa Parker ve Noah ile etkili olurken millilerimizin sayıları Ömer, Ersan ve Hidayet'in kazandığı serbest atışlardan geldi. Periyodun bitmesine 4 dakika kalan 8 sayı gerideyken Parker'ın gözyaşı damlasına Ömer Aşık'ın yaptığı blokla canlanan 12 Dev Adam 2 dakika kalan Enes'in basketiyle skoru 47-44'e getirdi. Bu andan sonra Emir'in kenara gelmesi ve Oğuz Savaş'ın yaptığı hücum faul ile ritmimizi kaybetmemizden yararlanan Fransızlar periyot sonundaki 10-0'lık seriyle periyodu 57-44 önde kapattılar.


Orhun Ene son periyoda son koz olarak asları sahaya sürerek başladı. Bu periyotta alan savunmasına dönen milliler, Fransa'nın bulduğu boş şutları kaçırmasıyla farkı kapatmaya başladı. Turnuvanın en yüksek yüzdeyle 3 sayılık atan takımına karşı izin verdiğimiz boş şutlar büyük bir risk olsa da, kaçan şutlar direncimizi artırdı. Ender ve Emir'in oyuna tekrar girmesiyle direnci daha da artan milliler son 45 saniyeye Ersan'ın basket faulüyle sadece iki sayı farkla 63-61 geride girdi. Fransa hücumunda Ersan'ın Noah'a bloğu ve Fransa'nın top kaybı sonrası mola alan Orhun Ene son hücumda üçlükle maçı kazanmayı hedefleyen bir set oynattı. Dip çizgiden Kerem'le bulduğumuz boş üçlüğün kaçması sonrası yapılan taktik faulleri değerlendiren Tony Parker farkı 4 sayıya çıkardı. 6 saniye kala Emir Preldzic'le bulunan üçlük sonrası Parker yine 2 satışı da sayıya çevirince son 5 saniyeye 67-64 Fransa üstünlüğü ve kenardan başlayan bir Türkiye hücumuyla girildi. Moladan çıkan milli takım Emir Preldzic ile oyunu 5 saniye içinde başlatamayınca topu ve maçı kaybetmiş olduk: 68-64.


12 Dev Adamın Fransa karşısında son periyotta 15 sayıdan geri gelmesi, yapılan alan savunmasına bağlansa da alan savunmasındaki büyük açıklar gözden kaçmadı. Alan savunmalarında dış şutların riske edildiği herkes tarafınfan bilinen bir gerçektir. Geçmişte Aydın Örs ya da Tanjevic'li kadrolarda izlediğimiz alan savunmalarında da benzer durumlar gördük. Fakat heralde hiçbirinde bu turnuvadaki kadar, antrenman şutu kıvamında boş şut izni vermemişizdir. Turnuvanın en yüksek yüzdeyle üçlük atan takımı o boş şutları kaçırmasa şu an bir hezimetten bahsediyor olacaktık. Bu nedenle birçok yorumcu tarfından sürekli takdir edilen alan savunmamızı başarılı bulduğumu söyleyemem. Eğer bu boş şutları 3. maçımızda Sırplara karşı verirsek başımıza gelecekleri düşünmek bile istemiyorum. Zira periyot sonlarında düzenli olarak son hücumlarda sayı yememizin en önemli sebebi de yapılan alan savunmalarıydı.


Bunun yanında Oğuz Savaş'ın en kritik yerlerde yaptığı hücum faullere de artık bir çözüm bulunması lazım. Orhun Ene olur, Nihat İzic olur, farketmez, ama biri ona pozisyon alırken rakibin beline kolunu dolamaması gerektiğini söylemeli.


Son olarak da oyunun sonundaki iki hücuma değinmek gerekirse, 63-61 gerideyken mola sonrası üçlük kullandığımız bir hücum izledik. Benim şahsi görüşüm o hücumu içeriden oynamak yönünde olmakla birlikte eğer dış şutla maç kazanmayı hedefliyorduysak da dip çizgide neden turnuvanın en soğuk bileği olan Kerem Tunçeri'nin beklediğini sorgulamak lazım. Eğer ekol olmayı hedefliyorsak artık son hücumları spontane değil planlı, sete dayanan hücumlarla kullanma zamanı geldi. Belki güzel bir setle son şutu bulduk; ama bu sefer de sette doğru adamı doğru yere yerleştiremedik.


Preldzic'in kenardan 5 saniyede çıkaramadığı top için ise söyleyecek bir söz bulamıyorum. Mola sonrası yine bir son hücumda sanki mahalle maçı oynuyormuşcasına oynadık.


İstatistiklere bakarsak, zaman zaman pota altı üstünlüğünü kaptırsak da ribaundlarda Fransa'yı bu turnuvada geçen ilk takım olduk (42-33). Bunun yanında turnuvanın en skorer takımını 68 sayıda tutsak da yaptığımız 16 top kaybı ve takım olarak toplam sadece 5 asist yapmamız - ki Tony Parker bu sayıya tek başına ulaştı- yenilmemizdeki temel etkenler oldu. Fransa'da Tony Parker 20 sayı, 6 ribaund, 5 asist ile maçın yıldızı olurken, Nicola Batum 13 sayıyla oynadı. Millilerimizde ise Hidayet Türkoğlu 13 sayı, 8 ribaund, Ersan İlyasova 10 sayı, 10 ribaund, Ömer Aşık ise 10 sayı 11 ribaund ile oynadı.





Türkiye gruptaki ikinci maçını cuma akşamı Almanya ile yapacak.

1 yorum:

  1. Bu arada Fransızlar topu çıkardıkları sırada Parker'ın ayagının çizgide olması da bir başka amatörlüktü (aynı hatayı 2006 NBA finallerinde Nowitzki yapmıstı). Bunlara özenmeden son topu elden çıkarabilmek lazımdı tabi.

    YanıtlaSil